İnsanlık tarihini incelediğinizde; insanların yaşadığı her ortamda birilerini ötekileştirmeleri sonrası diğer insanların 
yaşamlarına, kültürlerine, inançlarına müdahale etmiş, onların yaşam hakkını ortadan kaldırmak için her türlü insanlık dışı eylemlere müracaat etmiştir. Kızıldereli, Aborjin, Afrikalı katliamları tarihin en acı insanlık dramlarındandır. Devletlerin sömürgeci siyaseti, iktidar olanların koltuk sevdası halen günümüzde de devam etmekte, bununla birlikte ruhlarında sömürgeciliği özümsemiş, ancak insan haklarını dillerinden düşürmeyenlerin, el altından insanların hayatını karartmaya devam ettiklerini müşahede etmekteyiz. Dünyanın birçok yerinde emperyalist amaçlar olsun, siyaseten olsun, inançlarından ve 
ırkından dolayı olsun, insan katliamları devam etmektedir. Maalesef liderlerin bir kısmı ötekileştirici söylem ve eylemleriyle toplumlardaki ayrışmayı körüklemekte, insanlar arasında nefreti ön plana çıkartmaktadırlar. Kendi yarattıkları kaos ortamı ile emperyalizme hizmet etmekte, insanlığa ihanet etmektedirler. Pomaklar, tarihin her safhasında yaşadıkları ötekileştirmeyi; canlarının, mallarının ve topraklarının ellerinden alınmasıyla acı bir şekilde tecrübe etmiştir.
Son seçim öncesi ve sonrası, Siyasilerin, yöneticilerin ve buna katkıda bulunan medya gruplarının, insanlık tarihinden ders almamış gibi; kışkırtıcı, ayrımcı ve nefret söylemlerini üzücü bir şekilde devam ettiğini gördük. Bunun sonucunda ise şehit cenazesine katılan bir siyasi liderin saldırıya uğramasıyla, toplumu ne kadar gerildiği ve kutuplaştırdığı ortaya çıkmış oldu.yaşamlarına, kültürlerine, inançlarına müdahale etmiş, onların yaşam hakkını ortadan kaldırmak için her türlü insanlık dışı eylemlere müracaat etmiştir. Kızıldereli, Aborjin, Afrikalı katliamları tarihin en acı insanlık dramlarındandır. Devletlerin sömürgeci siyaseti, iktidar olanların koltuk sevdası halen günümüzde de devam etmekte, bununla birlikte ruhlarında sömürgeciliği özümsemiş, ancak insan haklarını dillerinden düşürmeyenlerin, el altından insanların hayatını karartmaya devam ettiklerini müşahede etmekteyiz. Dünyanın birçok yerinde emperyalist amaçlar olsun, siyaseten olsun, inançlarından ve ırkından dolayı olsun, insan katliamları devam etmektedir. Maalesef liderlerin bir kısmı ötekileştirici söylem ve eylemleriyle toplumlardaki ayrışmayı körüklemekte, insanlar arasında nefreti ön plana çıkartmaktadırlar. Kendi yarattıkları kaos ortamı ile emperyalizme hizmet etmekte, insanlığa ihanet etmektedirler. Pomaklar, tarihin her safhasında yaşadıkları ötekileştirmeyi; canlarının, mallarının ve topraklarının ellerinden alınmasıyla acı bir şekilde tecrübe etmiştir.Diğer taraftan, ülkenin önde gelen siyasi ve medya temsilcileri; Orta Doğu’da meydana gelen savaşlar sonrası ülkemize sığınanların, sosyal yaşamda topluma verdiği zarar ve ekonomik sıkıntıların had safhaya ulaştığı bugünlerde sığınmacılara harcanan kaynakları gündeme getirmiş ve siyasi iktidarı haklı olarak sürekli eleştirmişlerdir.
Diğer taraftan siyası kazanç sağlamak, gelen eleştirilere karşılık vermek amacıyla; bazı siyasiler ile sosyal medyaya pompalanan yalan yanlış paylaşımlarla, bilinçli ve aşağılayıcı bir biçimde eleştirilerin ucu, bu ülkenin asli unsurları olan balkan göçmenlerine kadar uzanmıştır. Ötekileştirmeler; Mansur Yavaş, Ekrem İmamoğlu, Yılmaz Özdil, Uğur Dündar gibi toplumda öne çıkan siyasetçi ve medya mensuplarına, hatta zaman zaman Atatürk’e bile uzanmaktadır. Bu ötekileştirme gelecekte toplumdaki ayrıştırmayı körükleyecek, hatta toplumsal çatışmalara bile yol açabilecek sonuçlar doğurabilir.Emperyalistlerin amacı olan toplumsal kargaşada; Alevi-Sünni, Türk-Kürt karşıtlığına balkan göçmenlerini de ekleme gayreti içinde oldukları kaçınılmaz gerçektir. Balkan göçmenleri içinde yer alan biz Pomaklar atalarımızla aynı kaderi paylaşma tehlikesiyle karşı karşıyayız. İnsanları birbirine düşürmek, onların haklarını gasp etmek yani “İnsanları Ötekileştirmek bir İnsanlık Suçudur”.
Adem Ünal